top of page
  • İmplant tedavisine nasıl başlanır?

SSS

Sağlıklı bir implant uygulaması için öncelikle sağlıklı bir ağız ve yeterli miktarda sert ve yumuşak dokuya ihtiyacımız vardır.

Ağızdaki mevcut dişlerin çürükleri varsa bunların onarılması, çene ilişkilerinde  bozukluklar varsa bunların düzeltilmesi zaten implant planladığımız hastalarımızda eş zamanlı yapabileceğimiz tedavilerdir. Bu yüzden implant tedavilerimizi ertelemeden belirli bir iş akışı ile hastalarımızın tüm tedavi sürecini etkin bir şekilde planlayabiliriz.

Ancak implant uygulayacağımız hastamızda bir diş eti hastalığı mevcutsa, implant uygulamadan önce mutlaka diş eti rahatsızlıklarını tedavi etmeli ve sağlıklı bir ağız ile implant tedavimize devam etmeliyiz. Dolayısıyla implant tedavilerimizde birinci önceliğimiz hastalarımızın diş eti rahatsızlıklarını düzeltmek, hastalarımıza doğru ve etkin bir ağız bakımının nasıl yapılacağı konusunda bilgi vermek olmalıdır. Kısacası öncelikle hastalarımızın sağlıklı bir ağıza kavuşmalarını sağlamalıyız.

  • İmplant ve kemik ilişkisi nasıl olmalıdır?

Günümüzde en çok tercih ettiğimiz ve uzun yıllar boyunca kendisini kanıtlamış implant grubu silindirik ve/veya diş kökü formundaki implantlardır. Nasıl ki dişlerin ve çenelerin boyutları kişiden kişiye değişebiliyorsa, implantların da farklı bölgelerde ve farklı çene yapılarında kullanabilmek üzere üretilmiş çeşitli boyutları vardır.

Her firmada olmamakla birlikte implantlarımızın en dar çaplı boyutu yaklaşık 3mm'dir. Bu tarz implantlar genellikle dar implant sınıflamasına girer ve ön diş eksikliklerinde kullanılmak için üretilmiştir.

Köpek dişi ve küçük azı dişlerinde önerilen minimum implant çapı 3,5-3,75mm aralığındadır. Ancak büyük azı dişlerinin yerine bu çaptaki implantların yerleştirilmesi, bir çok üreticinin önermediği bir uygulamadır.

Büyük azı dişleri için önerilen minimum implant çapı bir çok üretici firmada 4,0-4,1mm'dir.

Sağlıklı ve uzun dönem başarı için implantların çevresinde 1,5-2mm kalınlığında kemik dokusu bulunmalıdır. Bu açıdan bakacak olursak 3mm'lik bir implant uygulamamız için en az 6mm kalınlığında bir kemik dokusuna ihtiyacımız vardır. 3,5mm çapındaki implantlar için 6,5 ve 4,0mm çapındaki implantlar için de en az 7mm kalınlığında kemik dokusuna ihtiyacımız vardır.

İmplantlarımızın kalınlığından başka uzunluğu da önemlidir. İmplant uzunluğu ve kalınlığı arttıkça, implantın taşıma kapasitesi de artmaktadır. Günümüzde kısa implant dediğimiz 4-6mm uzunluğunda implantlar üretilebilmektedir. Ancak bu implantlar henüz tek başlarına kullanılabilir diyebileceğimiz bir durumda değillerdir. Yine de geçmişe göre günümüzde bir çok alternatif tedavi üretebilmemize imkan sağlamaktalar.

İmplantlarımızın uzunluğunu genellikle üzerlerine yapılacak porselen dişlerin veya protezlerin boyutlarını düşünerek seçiyoruz. Buna göre 10mm yüksekliğinde bir porselen diş yapılması gereken bir hastaya en az 10mm uzunluğunda bir implant yapmak isteriz. Diş boyu büyüdükçe, implant uzunluğunu da arttırmak isteriz. Ancak implant boyunu arttırmak için yine kemik dokunun buna müsade etmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla içimizin rahat edebilmesi ve hastalarımıza güvenle implant uygulayabilmemiz için klinik muayene sırasında ve röntgen incelemesinde implant uygulanacak sahalardaki kemik dokunun 6-7mm kalınlığa ve 10mm yüksekliğe sahip olup olmadığı araştırılır. Şüpheli durumlarda tomografi çekilerek kemik doku milimetrik olarak ölçülür ve gerekli kriterlere uyup uymadığına bakılır. Eğer minimum kriterlere uymayan bir durum varsa ve yine de implantlı bir tedavi isteniliyorsa o zaman öncelikle kemik dokunun implant yapılabilecek şekilde onarılması gerekecektir.

Kemik dokunun onarılması gereken durumlar ve buna yönelik yapılabilecek uygulamalar başlıca şunlardır:

  • greft ve membran ile onarım

  • otojen greft ile onarım

  • split krest ile onarım

  • distraksiyon ile onarım

  • Çene eklemi rahatsızlığının dişlerle ilgisi var mı?

Eklem rahatsızlıklarında ana etkenlerden bir tanesi alt ve üst dişlerin düzensiz ilişkisidir. Bazı durumlarda dişimize uygulanan dolguda oluşan basit bir yükseklik bile eklem problemlerine yol açabilmektedir. Dişlerimizdeki derin çürüklerden dolayı yaşadığımız madde kayıpları, travma veya başka nedenle gelişen diş kayıpları, doğuştan gelen alt ve üst dişlerin ilişki bozuklukları çene eklemlerinde aşırı yorulmaya ve eklem içi rahatsızlıklarına zemin hazırlamaktadır.

bottom of page